DENTPLUS

BLOG



periodontoloji_bursa.jpg
05/May/2017

Periodontoloji; dişleri çevreleyen kemik ve dişeti dokularının hastalıkları ve tedavisiyle ilgilenen diş hekimliği dalıdır.

Periodontal hastalıkların belirtileri; Diş etlerinin kanaması, kırmızı ve hassas dişetleri, dişetlerinde iltihab akıntısı, kötü ağız kokusu ve sallanan dişlerdir.

Periodontal hastalıkların temel nedeni bakteri palğıdır. Bunun dışında; genetik faktörler, sigara, ilaç kullanımı, stres, hormonal değişiklikler, diş sıkmak veya gıcırdatmak dişeti hastalıklarına sebep olabilir.

Peridodontal hastalıkların teşhis edilmesinde ağız içi muayene yapılır ve kemik dokusunu değerlendirmek için röntgen film alınır.

Peridontoloji (dişeti hastalıkları9 tedavisinde; hastanın ağız ve diş temizleme bilincinin oluşturulması, dişeti ceplerinin derin temizliği (küretaj) ve küretajlar ile birlikte önerilen ilaçlar, diştaşı temizliği, ilerlemiş hastalıklarda periodontal cerrahi işlemler (dişeti ameliyatları) uygulanmaktadır.


Frenektomi.jpg
11/Tem/2016

Frenulum;yumuşak mukoza dokusu olup,  diş eti dokusu ile dil,dudak ve yanak arasında bulunan, aynı zamanda  bu dokuları birbirine bağlayarak hareketlerini sınırlandıran yumuşak mukoza dokusudur.

Frenulumlar bireyden bireye değişen bir özelliktir. Herkesde dilin altında bulunur. Alt ve üst ön dişlerimizin üstünde ve yanakta arka bölgede birden fazla bulunur. Kişiden kişiye de değişir.

Diş eti hastalığına yol açan frenulumlar  normalden büyük ve kalın oldukları zaman ve dişin kenarına çok yakın bağlandıkları durumlarda diş etini aşağı çekerek diş eti çekilmesine ve diş eti hastalığına yol açabilir. Çünkü diş etini aşağı çeker ve dişeti çekilmesi yaşanır. Bu durum özellikle küçük çocuklarda konuşma problemlerine yol açabilir ve büyük rahatsızlık verebilir.

Aynı zamanda alt, üst ve orta dişler arasında normalden kalın ve büyük frenulum bulunması durumunda dişlerin birleşmemesine ve dişlerin arasında diestema adı verilen boşlukların kalmasıyla estetik problemin oluşuna sebep olur. Frenulumlar, diş eti çekilmesi ve diş eti hastalığı oluşturabilecek şekilde diş eti kenarına yakın ise o bölgeden uzaklaştırılmalıdır. Üst ve alt kesici dişlerin arasında yer alıp diestemaya yol açtıkları zaman ise önce frenulum alınmalı, dişlerin birleşmesi için ortodontik tedavi ile devam edilmelidir.

Frenulum frenektomi adı verilen bir işlem ile gelişen teknoloji sayesinde çok kısa bir süre içerisinde  lazer yardımı ile sonuca ulaşılabilir.  Ancak bağın çok büyük yahut derin olduğu durumlarda ise  cerrahi olarak çıkartılması ve dikiş atılması gerekir. Frenektomi işleminden sonra iz kalmaz.

Bu işlemin konuşma üzerinde herhangi bir etkisi bulunmadığı gibi fenektomi işleminden sonra diş görünüşünde  herhangi bir değişiklik olmaz.


dijital_anestezi.jpg
27/Kas/2014

Bu ay sizlere yakın zamanda bana dijital anestezi ile ilgili soruları ve merak edilenleri anlatmak istedim. Çünkü özellikle iğne korkusu nedeniyle, diş hekimi randevularını erteleyenler, dijital anestezi ile bu korkuların sebepsiz olduğunu bizzat yaşayarak görebilirler…

İğne korkusu yaşayanlar, dijital anestezi  teknolojisi sayesinde dişçi koltuğuna rahat oturuyor.

Dijital anestezi  nedir?
Bunun bir ismi de ağrısız anestezidir. Anestezik solüsyonun, kişinin doku basıncına göre ayarlanarak uygulandığı ağrısız bir yöntem çeşididir.

Dijital anestezi nasıl uygulanır?
Hastanın diş eti özel bir jel ile uyuşturulur ve  dijital anestezi cihazı tarafından hissizleşen diş etine anestezik solüsyon uygulanır.

Dijital anestezinin avantajı nedir?
Dijital anestezi tekniğinde; uygulama esnasında da,  sonrasında da hiçbir şekilde uygulanan kişide  ağrı veya hassasiyet oluşmaz.

Dijital anestezide neden ağrı hissi oluşmaz?
Anestezi uygulama durumu doku duyarlılığına ve ağrı eşiğine göre ayarlanır.Bu durumda kişi hiçbir şekilde hassasiyet yaşamaz ve hissetmez.

 

Dijital anestezi vücuda zarar verir mi?
Aslında kesinlikle hayır diyebiliriz. Dijital anestezi vücudumuza kesinlikle bir zarar vermez. Dijital anestezi; uygulama tekniğiyle ilgili bir teknolojik yeniliktir, kullanılan anestezi aynıdır.

Dijital anestezi her hastaya uygulanabilir mi?
Evet; kesinlikle her kişiye anestezi uygulanabilir. Normal anestezinin uygulanabileceği her hastaya dijital anestezi de çok rahat bir şekilde uygulanabilir.

Dijital anestezinin uyuşukluk süresi farklı mıdır?
Standart anesteziyle kıyaslandığı zaman hiçbir fark yoktur.

Günümüzde eski tip enjektörle  anestezi işlemi tarihe karışmak üzere diyebiliriz. Yeni nesil dijital anesteziyle acısız ve hatta ağrısız işlem  gerçekleştirmek mümkün. Dijital anestezi için elektronik bir sistem denebilir.Dokudaki basıncı, içindeki sensörler sayesinde sürekli ölçüyor. Basınca duyarlı ağrı reseptörleri uyarılmadığından işlemler ağrısız yapılıyor.

Enjektör ile anestezi işlemleri sona eriyor denebilir. Dijital anestezi olarak adlandırılan yeni elektronik bir sistem ile iğne korkusu olanlar da artık rahatça dişçi koltuğuna oturabilecek.

Diş eti özel bir jel ile uyuşturulmasının ardından hissizleşen diş etine, dijital anestezi cihazı tarafından anestezik solüsyon uygulanır. İşlem sırasında hasta, ağrı hissetmez. Anestezi uygulama şekli ise kişinin doku duyarlılığı ve ağrı eşiğine göre belirlenir.

Normal anestezinin uygulanabileceği  herkese uygulanabilir.

Deniz Noyun

Periodontoloji Uzmanı 


08/Kas/2014

Bu ay sizlere her kadının en şanslı ve kendini özel hissettiği menopoz döneminde ki ağız ve diş sağlığı ile ilişiğinden bahsetmek istedim. Bu dönemde; ağızımızın içinde bazı değişiklikler yaşanabilir. Bilinçli ve kontrollü yaşarsak, bu süreci de en kaliteli şekilde atlatabiliriz.

Hamilelik, puberte, menopoz, mensturasyon gibi hormonal değişikliklerin yoğun olduğu dönemlerde ağız hijyeninize ayrıca özen göstermeniz gerekmektedir. Diş etleriniz bu dönemlerde daha hassas olur. Diş eti hastalığına yatkınlık artar. Menopoz bir  kadının hayatının doğal evrelerinden biridir ve adet kanamalarının durması olarak da açıklanabilen menopoz kadınlarda bir dizi metabolotik değişiklerle sonuçlanır.

Bu değişimlerden başlıcaları ; aşırı terleme, sıcak basması, uykusuzluk, sinirlilik, ciltte gerginlik, saç dökülmesi, osteoporoz (kemik erimesi) ve kalp rahatsızlıklarında artış riski olarak sıralanabilir. Bu dönemde ağız kavitemiz ve dişeti dokumuzda da pek çok değişimler ve problemler ortaya çıkabilmektedir.

Menopoz döneminde ağızda yanma hissi, tat değişiklikleri, tükürük akışında azalma ve buna bağlı ağız kuruluğu, sıcak ve soğuk yiyeceklerde hassasiyet artışı en sık görülen değişimlerdir. Bu dönemde  osteoporoz yani kemik erimesinin, çene kemiğini de etkilemesi sonucu çene kemiği ve dişleri çevreleyen kemik dokusunda erime ve kayıplar ortaya çıkar

Menopoz öncesi ortaya çıkan ve ağız bölgesinin de bağışıklık sistemini etkileyen premenopozal (menopoz öncesi) döneme diş ve dişeti rahatsızlıkları ile girmek bağışıklık sistemi zayıfladığı, tükürük akışının azalıp tükürüğün mekanik temizleme özelliği de azaldığı için, dişeti enfeksiyonu ve dişlerde çürük riskini artırır,ve zaten var olan   problemlerin de hızlı ilerlemesine neden olur.

Bu durumlardan en az etkilenmek için  menopoz öncesinde mutlaka diş ve dişeti tedavileri yaptırılmalı düzenli diş hekimi kontrolü ile ağız sağlığının devamı sağlanmalıdır.

Menopoz döneminde kadın hastalıkları uzmanın uyguladığı hormon yerine koyma tedavileri tüm vücuttaki ve ağız içindeki şikâyetlerin azaltılmasında ve giderilmesinde önemli rol oynar.  Tükürük akışının azalması ve buna bağlı olarak ortaya çıkan ağız kuruluğunun tedavisi için tükürük akışını artırıcı ilaçlar ya da yapay tükürük preparatları hekim tarafından önerilebilir. Tükürük akışını uyaran gıdaları fazlaca tüketmek ve bol su içmek de fayda sağlayacaktır. Hormonal değişimler sonucu B vitamini eksikliği ve vücut direnci düşüklüğüne balı olarak bu dönemde ağız yaralarında (aftlar) artış görülebilir. Bu durumda gerekli tetkikler yapılıp vitamin ya da çinko eksikliği mevcut ise takviye edilmelidir.

Unutulmamalıdır ki  menopoz döneminde  genel sağlık etkilendiği gibi   ağız ve diş sağlığı da büyük ölçüde etkilenmektedir. Bu dönemde  görülebilecek sorunları  minumun düzeyde tutmak ve rahat bir şekilde atlatmak için diş hekimine yapılacak düzenli ziyaretler önemli rol oynamaktadır.

Dr. Dt. Deniz Noyun


estetik_diş_bursa.jpg
28/Şub/2014

Diş ve diş eti estetiği; günümüzde yüz estetiğinin önemli öğelerinden biri olmuştur. Daha güzel bir gülüşe ve daha beyaz dişlere sahip olma isteği kişilerin gün be gün daha fazla ilgisini çekmekte ve bu sebeple diş hekimliğine başvuran hasta sayısı artmaktadır. Diş hekimliğinde; estetik uygulamalar, farklılıklar göstermektedir. Beyazlatma işlemi bu uygulamalar içerisinde en popüleridir.

Dişlerin formu yüzey şekli, dizilimi kadar renkleri de estetik bir gülüşün ana öğelerinden biridir. Şekil ve form bozukluğu olmayan ama kişiyi rengi ile rahatsız eden dişlerde estetik amaçlı dişlerin beyazlatılması yeni bir tedavi konsepti olmamakla beraber son yıllarda teknolojide ki gelişmeler ve gelişen tedavi teknikleriyle sık kullanılan ve aranılan bir tedavi haline gelmiştir.

 DİŞ RENKLEŞMESİ NASIL OLUR?

Diş renkleşmeleri; iç kaynaklı ve dış kaynaklı renkleşmeler olarak sınıflandırılır. İç kaynaklı renkleşmeler sistemik ilaç alımı, sistemik hastalıklar, dişin nekrozu(sinirinin ölmesi), dişin sinirinde kanama, kanal tedavisi sonrası dolgu maddelerinin sebep olduğu ve yaşlanma gibi lokal faktörler ile oluşan renkleşmelerdir.

Dış kaynaklı renkleşmelere ise günlük yaşamda kullanılan içecekler( kahve, çay), sigara ve içinde ki bileşikler, boyalı gıdalar sebep olabilir.

BEYAZLATMA YÖNTEMLERİ

Beyazlatma yöntemleri üç ana sınıfa ayrılır.

Bir; diş hekimi kontrolünde evde hastanın kendisinin uyguladığı beyazlatma. (home bleaching, night guard bleaching).

İki; diş hekiminin muayenehane şartlarında uyguladığı beyazlatma.

Ve son olarak ta çok tavsiye edilen bir yöntem olmamakla beraber; hastanın piyasadan satın aldığı macun ve beyazlatma kalemleri ile kendisinin uyguladığı beyazlatmadır.

Diş hekimi kontrolünde ve muayenehane şartlarında yapılan beyazlatma; hızlı bir beyazlatma etkisi yaratır. Hasta kontrolünde olan uygulamalar ise; daha uzun zaman içerisinde ve kontrollü olarak ortaya çıkarlar. Buradaki fark kullanılan materyallerin konsantrasyonlarının değişik olması ve muayenehane şartlarında yapılan beyazlatmada işlemi hızlandıracak lazer ve halojen ışın kaynakları gibi yardımcı ekipmanlar kullanılarak, beyazlatma etkisinin hızlı ortaya çıkması sağlanmasıdır.

Estetik Diş Bursa


diş_perisi.jpg
22/Ağu/2013

DrdeniznoyunDişler günde kaç kez bir fırçalanmalıdır?

İdealde üç kez denilse de, sabah ve özellikle akşam yatmadan önce vakit ayırarak yapılan bir ağız temizliği yeterlidir.

Bu ağız temizliği neleri kapsar?

Sadece fırçalama ile dişlerimizin ön, arka ve çiğneyici yüzeylerini temizleriz. Oysa dişlerin bir de ara yüzeyleri vardır. Ve asında yiyecek artıkları ara yüzeylerde çok daha fazla toplanmaktadır. Bu ara yüzeylerin mutlaka, bir ip veya ara fırça yardımıyla temizlenmesi gerekir. Aynı zamanda ağız tabanımızda bulunan bakterilerinde bir gargara yardımı ile dengelenmesi uygundur.

Manüel fırça ile elektrikli fırça arasında birbirleri üstünlükleri var mıdır?

Elektrikli diş fırçaları, manüel bir fırçadan daha bir üstün temizlik sağlamaz desek bile son yapılan çalışmalarda yeni nesil elektrikli diş fırçalarının plak temizlemede daha etkin olduğu düşünülmektedir. Aynı zamanda engelli kişilerde, yaşlılarda, ortodonti braketi olan, fırçalama süresini ayarlayamayan, kişilerde avantaj sağlayabilir.

En iyi fırçalama tekniği hangisidir?

  •   Fırça yer düzlemi ile 45 derecelik açı yapacak şekilde dişler üzerine oturtulur.
  •   Dişetinden diş yüzeyine doğru yuvarlak ve dairesel hareketlerle her bir diş 10 defa olacak şekilde fırçalanır.
  •   Daha sonra bir diş boyu kaydırılarak tüm ağza dişlerin iç ve çiğneyici yüzeylerini de kapsayacak şekilde uygulanır

Fırça kılı sert mi yoksa yumuşak mı olmalıdır?

Genelde dış yüzeylerine erişim sağlamak için, fırça başı küçük olmalıdır. Fırça sapı uzun ve kalın, yumuşak ve yuvarlak sonlanan kıllar önerilmekte, medium ve sert kıllar kesinlikle önerilmemektir.

Fırçalama süresi ne kadar olmalıdır?

Önerilen süre 3-4 dakikadır. EGG- timer- kum saati zamanlama kontrolü için ideal olabilir.

Diş ipi kullanılmalı mıdır? Nasıl?

Ellerimize dolayabileceğimiz uzunlukta diş ipi koparmalı, iki diş arasında dişeti ile birleşiminden 0.5 mm içeriye girecek şekilde diş yüzeyinden aşağı doğru hareket ettirilmeli ve her bir diş yüzeyi bu şekilde temizlenmelidir. Dişeti operasyonu geçirmiş ve dişler arası boşluğu fazla olan kişiler ip + ara yüz fırçası kullanmalıdır.

Diş fırçamı ne kadar sıklıkta değiştirmeliyim?

  • Fırça kılları açılıp dağılmaya başladığı an…
  • Her üç aylık periyotta…
  • Enfeksiyona bağlı hastalık geçirildiğinde, hemen fırça değiştirilmelidir.

KILLARI ESKİMİŞ FIRÇA SAĞLIĞIMIZ İÇİN ASLA ETKİN DEĞİLDİR !

Ne kadar sıklıkta diş ipi kullan malıyım?

Günde en az bir kere. Diş ipi kullanımı 2-3 dakikadan az kesinlikle olmamalıdır.

Kürdan kullanımı güvenli midir?

Besinler diş eti arasına sıkıştığı acil durumlarda, yiyeceği iki diş arasından kurtarmak yararlı  için olabilir ya da kullanılabilinir. Ancak günlük kullanımda mutlaka diş ipi kullanılmalıdır.

Ağız duşu yararlı mıdır?

Ağız duşu asla diş fırçası veya diş ipi yerine kullanılmalıdır. Ancak ortodontik braketler ve diş fırçasının ulaşamadığı yerlerde kullanımı uygun olacaktır. Unutulmamalıdır ki ağız duşu plağı tam olarak kaldırmaz.

Gargara neye göre seçilmelidir?

Günlük kullanım, ağız kuruluğu, florur ihtiyacı, alkol olup olmaması, anti bakteriyel kapasitesi, ağrı kesici etkinliği önemlidir. Tüm bunlar hekim önerisinde seçilmelidir.

Kullanımı nasıl olmalıdır?

Gargara yaklaşık 30 saniye ağızda tutularak çalkalanmalıdır. Takiben, 10-15 dakika içinde hiç bir şey yenmemeli, sigara kesinlikle içilmemelidir.

   Dr. Dt. Deniz Noyun








DENTPLUS GEÇİT


Ahmet Yesevi Mah. Piknik Cad.
        Hasat Sk. Üründül Plaza K:1 Kapı No : 2
        No: 11 – 12 Nilüfer / BURSA


info@dentplus.com.tr

(0224) 404 00 87