Bu ay blog yazımızı yine diş eti hastalıkları ve çekilmesi üzerine yazmayı seçtim. Diş eti hastalıkları günümüzde sıkça karşımıza çıkan bir problemdir ve aslında yine bu hastalığın oluşmaması için çözümü genetik etkenlerin yanı sıra, kişinin kendisiyle de alakalıdır.
Diş Hassasiyeti Dentinin Açığa Çıkması Sonucu Oluşur.Diş hassasiyetine, diş minesinin altında bulunan ve “dentin” olarak adlandırılan dişin yumuşak kısmının aşamalı olarak açığa çıkması yol açar.Dentinde, sinir uçları içeren ve sıvı ile dolu küçük kanallar (tübüller) bulunur. Sıcak, soğuk veya tatlı, ekşi yiyecek veya içeceklerin tüketilmesi bu sıvının harekete geçmesine yol açar. Bu sıvı hareketi, sinir uçlarının reaksiyon göstermesine neden olarak ani bir rahatsızlığı veya kısa süreli ve keskin bir sızıyı tetikler.
Hassas dişlere yol açabilen en yaygın diş sorunlarından bazıları şunlardır:
Çok sık, çok şiddetli ve bastırarak veya sert kıl yapısına sahip bir diş fırçasıyla dişleri fırçalama gibi ağız bakım alışkanlıkları, sonuç olarak diş minesini aşındırabilir. Bu, ayrıca diş etinin geri çekilmesine yol açarak dentinin daha çok açılmasına ve korunmasız kalmasına neden olabilir.
Diş eti dokusu iltihaplandığında ve gingivitle (diş eti hastalığı) güçsüzleştiğinde, diş etiniz hassas hale gelebilir ve bunun sonucu, alttaki dentin kök yüzeyinin daha fazla kısmı korunmasız kaldığından diş hassasiyeti hissedebilirsiniz.
Uyurken dişlerinizi gıcırdatıyorsanız veya gün boyunca dişlerinizi sıkıyorsanız, mineyi aşındırıyor ve dişinizin altıntaki dentin tabakasını korunmasız bırakıyor olabilirsiniz.
Parafonksiyonel hareketler; kalem ısırma, diş sıkma, tırnak yemek gibi normal dışı hareketlerle diş eti çekilmesini tetikleyebilirler.
Anatomik faktörler de çelikmelerde etkilidir. Örneğin; diş eti dokusunda baskılara karşı koyan, yapışık diş eti mikrarının azlığı veya yanak ve dudakta ki frenumların uzunluğu da diş eti dokusunda çekilmelere yol açmaktadır.
Bunun dışında periodontal hastalık neticesinde oluşan diş eti çekilmeleri vardır.
Kötü yapılmış kuron köprü ve dolgular baskı yaratıp, plak birikim miktarını arttıracağı için uzun dönemde diş etinin çekilmesine sebep olabilir.
Diş eti çekilmelerinde ki tedavi protokolü, çekilme sebebine göre farklılık göstermektedir. Örneğin, anatomik faktörlerle ilgili bir diş eti çekilmesi bu faktörün elimine edilmesiyle engellenebilirken, periodontal hastalığa bağlı diş eti çekilmesini tedavi etmek mümkün olmamaktadır.
Diş eti çekilmeleri sebebiyle oluşan dentin hassasiyeti, dentinde ki tübünlerin tıkanması ile tedavi edilmelidir. Tübüller özel diş macunları, çeşitli vernikler veya lazer uygulamaları şeklinde ki yöntemlerle tıkanıp hassasiyet elimine edilebilir. Ancak bu yöntem ile sadece hassasiyet giderilmesi engellenmekte, diş eti çekilmesinin kapatılması mümkün olmamaktadır. Diş eti çekilmesi kapatılması hedeflendiğinde tedavi mutlaka sebebi elimine edecek şekilde cerrahi yöntem ile olmaktadır. Bu da diş eti dokusunun altında çeşitli biomateryaller koyma veya mevcut diş eti dokusunun eksik olan yere kaydırılması gibi yöntemlerle olmaktadır. Bu noktada mutlaka bir periodontalogdan yardım alınmalıdır.