DENTPLUS

BLOG



hamilelik-vediş.jpg
13/Tem/2017

Uzmanlar uyarıyor: Diş eti hastalığı olan kadınların gebe kalma şansları 4 kat daha düşük. Çünkü bakteriler yumurtlamayı ve embriyonun implantasyonunu önlüyor. 

Gebelik şansını 4 kat düşüren diş eti hastalıklarına sebep olan P.Gingivalis Bakterisi bulunan kadınlar dikkat! Kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Betül Görgen, önemli uyarılar yaptı.

EMBRİYONUN TUTUNMASINA ENGEL OLUYOR

“Çocuk sahibi olmayı isteyen kadınlar diş etlerine dikkat etmeli ve düzenli olarak kontrol ettirmeli. Diş eti enfeksiyonuna sebep olan bakteriler gebe kalma sürecini uzatıyorlar.

Dişeti hastalığına neden bu olan bakteri (P.Gingivalis) tükrükte bulunuyor ve bir yıl içindeki gebelik şansını 3 kat azaltıyor. Bu bakteri hem diş etlerini hem de altında bulunan kemik dokusunu enfekte ederek gebe kalma olasılığını 4 misli azaltıyor.

Dişeti ve çene kemiği enfeksiyonları vücutta inflamasyona neden olarak ovulasyona (yumurtlama) ve embriyonun tutunmasına engel oluyor.

Ayrıca bu inflamasyon hormon üretimini olumsuz etkiliyor ve endometriosise benzer etki oluşturuyor.

KISIRLIK YAPIYOR

Peridontal enfeksiyonlar kısırlığa katkıda bulunan sebeplerden biri. Bu bakteriler, dişeti enfeksiyonu klinik olarak belirti vermeden önce bile sistemik etkisini gösterebilir.

Bu nedenle üreme çağındaki kadınlar ağız sağlığına özen göstererek düzenli kontrollerini ihmal etmemeliler.
Diş problemi ve kısırlık arasındaki bağlantı Helsinki Üniversitesi’nde yapılan araştırmayla da kanıtlandı. Araştırmacılar 19-42 yaş aralığındaki sağlıklı, gebe kalmaya çalışan 256 kadını çalışmaya dahil ettiler. Ağız – diş ve jinekolojik muayeneleri yapıldı.12 ay boyunca gebelik durumu takibe alındı.

Bir yıl sonunda gebe kalamayan kadınların tükürüğünde en sık saptanan bakteri P.Gingivalis’ti. Gebe kalma oranı, dişeti hastalığı olmayan ve bakteri saptanmayan kadınlarda 4 kat daha fazlaydı.

KADINLAR DÜZENLİ DİŞ MUAYENESİNİ YAPTIRMALI

Peridontitis, dişleri destekleyen dokunun bakteriyel inflamasyonudur ve tedavi edilmezse diş kaybına bile yol açabilir.
Çocuk sahibi olmak isteyen kadınlar düzenli diş muayenesini ve folat takviyesini unutmamalıdır.
Diş eti hastalıkları ve iltihabı tüm dünyada önemli bir sağlık sorunudur ve 35-44 yaş arasındaki nüfusun yüzde 15-20’sini etkilemektedir.”

Kaynak, Sözcü


20yas_disi.png
30/Ara/2015

Yirmi yaş dişi nedir ? Çekilmeli midir ?

Yirmi yaş dişi nedir ?

Ağzımızda diş dizisinin en arkasında bulunan, üçüncü büyük azı dişlerimiz yirmi yaş dişlerimizdir. Çoğu kez, yirmili yaşlar civarında bu dişlerimiz diş dizisindeki yerlerini almaktadırlar. Ancak yer darlığı, sürme pozisyonunda ki sapmalardan veya o bölgede ki kemik yoğunluğu gibi nedenlerle bazen dişler kısmen sürmekte ya da çene kemiği içinde gömülü durumda kalmaktadırlar.Bu durumda 20 yaş dişleri ağız içerisinde yerlerini alamamakta veya uygunsuz pozisyonlarla diziye gelmeye çalışmaktadırlar. Çoğu zaman bu durum problem yaratmıyormuş gibi görünsede bazı durumlarda problemle beraber başla rahatsızlıklara da sebep olurlar.

Her yirmi yaş dişi çekilmeli midir ?

Kesinlikle çekilmelidir, diyemeyiz. Ağızda tamamen sürmüş durumda, kapanış pozisyonunda üstteki diş ile ilişkide ise  ve derin çürüğü de bulunmuyorsa çekilmelerine hiç gerek yoktur. Ancak diş ipi ya da diş fırçası ile konumu itibari ile rahatça temizlenemeyen, tedavi edilemeyecek durumda çürüğü olanlar ve yanağa,  dile doğru sürüp kişinin istemeden de olsa yanağını, dilini ısırmasına sebep olan yirmi yaş dişlerinin çekilmesi gerekmektedir.

Her gömülü yirmi yaş dişi çekilmeli midir ?

Yirmi yaş dişleri rahat ve konforlu bir şekilde temizlenemediği için kolay çürürler. Aynı zaman bu durum kötü kokunun da oluşmasına sebebiyet verir. Tamamı kemik içinde kalıp süremeyen yirmi yaş dişleri ise hemen yanlarda bulunan ikinci büyük azı dişinin köklerine yaslanarak o dişe zamanla zarar verebilmekte yada bazı zamanlarda etraflarında kist oluşabilmektedir. Bu dişler enfektedir ve ağrıyla abseye yol açar. Aslında bunalr çekilmesi gereken bir diş modeli iken, bir sıkıntıya sebep olmuyorsa da doktorunuz tarafından kontrol altında tutulmalı ve gereği halinde çekilmelidir.

Diş çekimi sonrasında yapılması gereken işlemler nelerdir ?

Diş çekildikten sonra o bölgeye tampon yerleştirilir, bu işlem kanamayı durdurmak içindir. Yarım saat o tamponun ısırılması ve tükürülmemesi gerekmektedir. Diş çekiminden sonra aşırı sıcak ve soğuk yiyecek, içeceklerin tüketilmemesi ve gün boyu tükürülmemesi çok önemlidir. Bununla birlikte alkol ve sigara kullanımı hızlı iyileşme adına önemli rol oynar. Ağrı kesici ilaçları kişi kafasına göre asla kullanmamalıdır, doktorun önerisine kesinlikle uyulmalıdr. Çekim eğer cerrahi ve operasyonel ise aralıklı olarak buz kompleksi uygulanmadır. Buz da doğrudan cilde uygulanmamalıdır.

Diş çekimi sonrası dikkat edilmesi gerekenler nelerdir ?

Yüksek ateş, uzun süreli bir kanama, kötü koku ve ağrılı kızarıklık ile şişlik şikayetiniz varsa mutlaka doktorunuza başvurunuz. Diş çekiminden, 4-5 gün geçmesine rağmen ağızdan gelen kanama, şişlik ve  ağız açmada zorlanma gibi  şikayetler devam ediyorsa derhal doktor ile irtibat kurulmalıdır.


implant2.jpg
28/Haz/2015

Diş hekimliğinde  40 yılı aşkın geçmişi olan implantlar,  üretilen malzeme ve dizaynda ki değişime ve gelişime ek olarak cerrahi ve protetik tedavi planlamalarında uygulanan yeni kolaylıklarla diş hekimliğinin rutin kullanımına girmiştir.  Bilimsel ve teknolojik gelişmelerin ışığında  ağızda yaşam süresinin uzaması ile  implantlar farklı diş hekimliği uzmanlık alanlarında   ( protez, periodontoloji, oral cerrahi, endodonti ve ortodonti) önemli bir tedavi alternatifi olmuştur.

İmplantlar genelde  titanyumdan  yapılır. Çene kemiğinin içerisine, diş kökünü taklit edecek şekilde, anatomik yapılarının izin verdiği ölçüde yerleştrilir. İyileşme sürecinin sonunda, yapılacak protezin tipine göre firmalar tarafından üretilen titanyum üst yapı parçaları monte edilerek hastaların ihitiyacı olan farklı protez planlamaları uygulanır.

İmplantın başarısı, uygulanan  implant  kalitesine, hekimin cerrahi el becerisine, cerrahi öncesi ve sonrası planlamaya bağlı olduğu kadar; üzerine yapılacak protezin planlamasına da aynı oranda bağlıdır. Cerrahi olarak doğru yapılmış başarılı bir implant dahi; kötü planlanmış ve kötü uygulanmış bir protez ile çok çabuk kaybedilebilir. Bu başarı aynı zamanda hastanın cerrahi ve protetik uygulamalar sonrasında ki ağız hijyenine ve bakımına gösterdiği önemle de direk ilişkilidir.

İmplantların kullanıldıkları endikasyonlara göre farklı avantajları vardır. Tek diş eksikliği olan hastalarda konvansiyonel olarak iki sağlanm diş keserek yapılan köprü uygulamalarına çok iyi bir alternatif olup bu sayede sağlam komşu iki dişe müdahele etmeden o boşluğu sabit bir dişle doldurma imkanı sağlar.

Alt üst tek taraflı diş eksikliklerinde eksikliğin genişliğine bağlı olarak iki ve ya üç implant yapılarak yine hastanın diğer sağlam dişlerine müdahale etmeden ve hareketli bir protez yerine sabit bir protezin konforunu yaşaması sağlanabilir.

Total, tam dişsiz hastalarda yine kemiğin yeterliliğine bağlı olarak altı sekiz implant ile sabit bir protez veya kemiğin yetersiz olduğu durumlarda  iki dört implant ile hareketli implant üstü protez planlanarak hastanın konforlu bir şekilde günlük fonksiyonlarını kullanması sağlanabilir.Dentplus, İmplant merkezimiz de hastanın ağız yapısı doğrultusunda tedavi seçenekleri uygulanmaktadır.

 Alt ve üst çene kemikleri, diş çekimlerinden sonra doğal bir kayba uğrarlar. Bu kaybı geleneksel protezlerle (köpkü, damak) önlemek mümkün değildir. Ancak, diş çekilen bölgelere uygun ve doğru yapılacak implant o bölgede ki kemiğin kaybını önleyerek, kemiğin aynı seviyede kalmasını sağlar. Özetle, günümüzde  diş hekimliğinde kullanılan en ileri teknoloji ürünü olan  implantlar çoğunluk vakada lüks değil, ihtiyaç ve gereklilik olmuştur. Hastaların hem fonksiyonel, hem estetik, hem de ağız sağlık seviyelerini yükselten implant uygulamaları  artık rutin bir kullanımla diş tedavi  hizmetlerinde yerini almaktadır.  Bursa 2014

Dr.Fuat NOYUN          

Çene Yüz Protez Uzmanı 


spor_dissagligi.jpg
27/Kas/2014

Bir dişi korumak, tedavi etmekten çok daha kolay…

spor_disSpor Diş Hekimliği, takım veya bireysel spor aktiviteleri sırasında oluşabilecek yaralanmaların tedavisi ve oluşabilecek sorunların önlenmesine yönelik diş hekimliğinin bir alt dalıdır. Spor aktivitelerinde amaç; sporcunun hem sağlıklı olması hem de oluşabilecek yaralanmalardan minumum etkilenmesini sağlamaktır. Spor diş hekimliği uygulamaları bu noktada ön plana çıkmaktadır. Günümüzde tüm spor branşlarında sporcunun güvenliği ön plana çıkarılarak oyun kurallarında bazı değişiklikler yapılmıştır. Alınan tüm bu önlemlerle beraber özellikle yakın temasın olduğu takım sporları (futbol, basketbol vs.) ve kontakt sporlarında (boks, karate vs.) sporcuların ağızlarına takacakları mouthguard (ağız koruyucular), çene ve dişlere gelebilecek travmaları önlemek için tasarlanmıştır.

Spor diş hekimliğinde önemli olan travma ve koruyucu diş hekimliği tedavi yöntemleridir. Koruyucu dişliğin özellikle 7-12 yaşlarda kullanımı çok önemlidir.

Yanılgımız, sporu profesyonel olarak yapanların bu tür travmalar yaşayacağıdır. Oysa ki antrenman yapan, maça çıkan her yaş grubu sporcu bu tehlikeyle karşı karşıya kalmaktadır. Koruyucu dişliğin kullanımı bir noktada sizin yaşam kalitenizi de artırıyor. Çünkü bir dişi korumak, tedavi etmekten çok daha kolay.

Koruyucu dişlik kullanımının yaygınlaşması için özellikle ailelerin, antrenörlerin ve sporcuların bilgilendirilmesi gerekmektedir.spor_dis1

Ortodonti tedavi gören sporcularımız da var. Bu kişilere de mutlaka dişlik yapılmalıdır. . Dişler üzerine yapışmış durumdaki braket ve teller dişeti, dudak ve yanak yaralanması üzerindeki etkiyi arttırır. Ortodontik tedavi sırasında dişler bulundukları kemik içinde hafif kuvvetlerle hareket etmektedirler. Bu dişlerin üzerine gelen travma kemik ve hareket halindeki dişe normalden  daha fazla zarar verebilir. Bu sebeplerden dolayı mutlaka koruyucu dişlik sporcu plağı yapılmalıdır.

 7-12 yaş grubunda yılda 1 ve ya 2 tane yeterli olacaktır . Bu grupta süt dişleri teker teker düşüp yerlerine daimi dişler sürerler. Bu diş değişimi hesaba katılarak plaklar yapılır. Temiz bakılan bir koruyucu dişlik yırtılıp bozulana kadar kullanılabilir.

spor_dis2Hijyen konusu çok önemlidir. Aslında tamamen çocuğun bakımıyla doğru orantılı. Dişlerini fırçaladıktan sonra kullanmalı. Eğer diş fırçalama imkanı yoksa en azından koruyucu dişlikleri takmadan önce ağzını bol suyla çalkalamalı. Yine dişlikleri kullanmadığı zaman diş hekiminin uygun gördüğü saklama kutusunda muhafaza etmelidir. Kutuya koymadan önce suyla yıkamak faydalı olacaktır. Birkaç günde bir de evde dişlik yapımında kullanılan plakaların üreticisi firmanın tavsiye ettiği kimyasal dezenfektan ilaç ile temizlemek faydalıdır.

Bunların yanında koruyucu dişlik yumuşak bir maddeden yapılmıştır. Ancak diğer plaklar sert materyalden yapılır. Yumuşak materyalin amacı gelen kuvveti absorbe etmesi yumuşatarak diş ve çevre dokulara iletmesidir.

Amerika’ da ve bazı Avrupa ülkelerinde marketlerde satılan tipleri çok ucuz fiyatlara mevcuttur. Bunlar ya şekil değiştirmeyen sert plastiklerdendir hatta sıcak suyla yumuşatılıp dişlerin şekline sporcu tarafından ısırılarak uyumlandırılan bir materyaldendir. Tek bir boydadır ve yanlış uygulanırsa yarardan çok zarar verir. Sporcunun konforunu düşürür, oyunun kalitesini ve başarısını olumsuz etkiler. Tek numara bir ayakkabının herkesin ayağına uyamayacağı gibi tek büyüklük ve şekildeki dişlikte her bireye uyamaz.

Bu konuyla ilgilenen diş hekimleri çocuğun ağzının ölçülerini alır. Alınan ölçülerden ağızların alçı kalıpları hazırlanır ve bu alçı modeller üzerine laboratuarda teknisyen tarafından hazırlanır.

Doğru yapılan dişlik sporcunun ağzında bir acı vermez. Nadir vakalarda eğer çocukta normal yaşantısında bulantı refleksi varsa (örneğin diş fırçalarken midesi bulanıyorsa) bu plakları kullanırken de rahatsızlık verebilir.

 

Dr.Fuat NOYUN          

Çene Yüz Protez Uzmanı


saglıklı_dişler.jpg
23/Eyl/2014

Sağlıkla gelen güzellik…

Günümüzde kişinin dişlerini doğal haliyle sağlıklı ve estetik bir şekilde muhafaza edebilmesi mümkündür. Bu durum, iyi bir ağız bakımı ve sonucunda elde edilen  iyi ağız hijyeni, çürüğe karşı koruyucu bir önlem olarak florlu macunlar ve ağız gargaralarının kullanımı ve gelişmiş restoratif materyal ve teknikler aracılığıyla sağlıksız dişlerin doğala en yakın şekilde restorasyonu ile elde edilir.

Rutin diş hekimi muayenesi ülkemizde çok yaygın değildir. Bu sebeple erken dönemde teşhis edilemeyen bir çok ufak problem büyüyerek çözümü zor ya da imkansız hale gelmektedir. Estetik beklenti ile kişinin bir diş hekimine başvurmasıyla hekim bir çok problemi teşhis edip tedavi sürecine başlatabilir.

Dişhekimine bir diş ağrısı ya da şişmiş bir yüz gibi acil bir durum nedeniyle gidildiği dönemler çok eski değildir. Dişhekimi ziyaretleri sadece gereklilik nedeniyle gerçekleştirilmekte idi. Çoğunlukla bu ziyaretler sonrasındaki işlemler büyük restoratif çözümleri içeriyordu. Bunun aksine, dişhekimliğinde ki son gelişmeler bu ziyaretleri “isteğe bağlı” tedavilere dönüştürmüştür.

Estetik beklentiler, eskiden çok korkulan diş hekimi koltuğuna oturmayı, daha kabul edilebilir hale getirmiştir. Estetik dişhekimliği, birçok dişhekimi ve hasta için tamamen yeni bir dünya yaratmış ve yüzlerce, binlerce insanın yaşamını olumlu yönde etkilemiştir. Daha estetik ve güzel gülüşler birçok insanın psikolojisini ve sosyal yaşam kalitesini yükseltir. Benzer şekilde, günümüzde dişhekimliğinin; ağrı ve şişlik ile karakterize olan korkutucu imajı, az da olsa güzel gülümsemeler ve neşeli gülüşlerle gelişmiş ve estetik bir algılamaya dönüşmüştür.

Geçtiğimiz on yıl içerisinde, dişhekimlerinin tedavi protokollerinin büyük bir kısmı daha da fazla oranda estetik dişhekimliği uygulamaları içerir hale gelmiştir. Diş tedavisi ihtiyacı duyan bireylerin büyük bir çoğunluğunun aslında estetik yönden güzelleşmek arzusunda olduğu tahmin edilmektedir. “Güzel” olmanın “iyi” ve “başarılı” bir birey imajı yarattığı estetiğe önem veren bir toplumda, bireyler dişlerini, dolayısıyla dış görünümlerini daha da güzelleştirmek için kaynak ayırmaya hazırdır. İstenen sonucu elde etmek için beyazlatma, kompozit ve porselen laminat venerler gibi rutin işlemler yeterli olabilecektir.

Teknolojik gelişmeler sayesinde günümüzde bir hastanın görünüm ve gülüşünü hem sağlık hem de fonksiyon açısından konservatif yöntemlerle daha da iyileştirmek ve güçlendirmek mümkündür.

Kısaca; estetik diş hekimliği kişiye sağlıklı ve fonksyonel bir ağız yapısını, kişinin ve çevresinin estetik beklentisine uygun şekilde vermektir. Estetik diş hekimliği yaklaşımı; mümkün olan en doğal görünümlü diş dizisini,en sağlıklı ve fonksiyonel şekilde kişiye sunmaktır.Bütün bu amaçlar, günümüz teknolojisi sayesinde kullanılan materyaller ve tekniklerde ki gelişmeler sayesinde, artık mümkündür.

Dr. Fuat Noyun

Çene Yüz Protez Uzmanı

 

 








DENTPLUS GEÇİT


Ahmet Yesevi Mah. Piknik Cad.
        Hasat Sk. Üründül Plaza K:1 Kapı No : 2
        No: 11 – 12 Nilüfer / BURSA


info@dentplus.com.tr

(0224) 404 00 87