DENTPLUS

BLOG



LPRF.jpg
02/Haz/2017

dpPlatelet rich fibrin (PRF) günümüzde 500 den fazla tıp alanında kullanılan, kişinin kendi kanından alınıp kendisine uygulanan pek çok büyüme faktörü içinde

barındıran bir üründür.Hastadan alınan kan bir tüp içerisinde cihaza yerleştirilir ve cihazın santrifüj  etkisiyle yaklaşık 10-12 dakikada hazırlanır.Otojen bir materyaldir. İlk olarak plastik

cerrahide kullanıma başlanmıştır. Son yıllarda diş hekimliğinde kullanımı yaygınlaşmıştır.

Diş hekimliğinde implant çevresi defektlerde , diş eti çekilmelerinde , diş eti  hastalığına bağlı kemik kayıplarının tedavisinde  ve sinüs lift uygulamalarında başarılı  bir şekilde kullanılmaktadır.


Oral-B-bursa.jpg
14/Ağu/2016

Hatırlarsanız sizlere P&G’nin daha önce milenyum neslini hedeflediği kampanyasını detaylarıyla paylaşmıştık. Kampanyalarında dijitali merkezinde tutan marka bu sefer dikkat çeken akıllı bir ürünle karşımızda: Oral-B Genius.

P&G’nin sahibi olduğu markalardan biri olan Oral-B, akıllı diş fırçası Oral-B Genius’ın küresel lansmanını geçen Şubat ayında Mobil Dünya Kongresi’nde (MWC2016)gerçekleştirmişti. Şirket bugün de akıllı diş fırçasının Türkiye lansmanını yaptı. Hareket Sensörü ve Pozisyon Algılama teknolojisine sahip akıllı diş fırçasının teknik özelliklerinin haricinde uygulaması da dikkatleri çekiyor.

Sadece diş fırçalama alışkanlığına sahip kişilerin dışında diş fırçalama alışkanlığı edinmek isteyenler için de benzersiz bir deneyim sunan cihaz, ağız içindeki hareketleri anlık olarak takip ederek diş fırçalama alışkanlıklarını ortaya çıkarıyor. Ve hatta diş doktorunuza düzenli raporlamanızı sağlıyor.

Dişinizi fırçalarken detaylı rapor çıkardığını bahsettiğim Oral-B Genius’ın önemli özelliklerinden biri de dişinizi fırçalarken kaçırdığınız bölgeyi size göstermesinin ötesinde dişlerinize aşırı basınç uyguladığınızda da sizi uyarıyor.

Diş fırçasını kişiselleştirebilme

Markette diş macunun yanında bedava sunulan diş fırçalarından akıllı diş fırçalarına doğru yolculuktayız. Akıllı diş fırçasının sağlık açısından faydaları haricinde LED ışığını 12 farklı renk arasından seçebiliyorsunuz, ister modunuza göre ister aile içerisinde karışmasın diye 😉

S11_White_9000_Charger_SL_001

Cihazdaki kişiselleştirmenin haricinde Oral-B App 4.1 ile diş fırçalarken haber, fotoğraf, video gibi bölümleri ile eğlenceli vakit geçirmeniz de mümkün.  Oral-B Genius’un bir diğer önemli özellikse diş fırçalarken size yeterli zaman ve alanı tamamlamanıza bağlı puan vermesi.

Ekran Resmi 2016-08-11 15.58.12

Buna ek olarak oyunlaştırma ile sizin hareketlerinizi düzenli takip eden akıllı diş fırçası size rozetler de veriyor.

Ekran Resmi 2016-08-12 04.00.48

Bu arada kısaca belirteyim, günlük, aylık diş fırçalama raporlarınıza da ulaşabilirsiniz.

Beyaz ve siyah olmak üzere 2 farklı renk seçeneği ile sunulan Oral-B Genius’ın Türkiye’de satışına 15 Ağustos’ta sunulacak. Umarım yakın zamanda Webrazzi Store‘da da görürüz 🙂

İç raporlamanın haricinde lansmanda paylaşılan iki bilgi ile hızla dijitalleşen dünyada Oral-B’nin kurumsalda neler yaptığına da göz atalım.

Tüm dünyada uygulamanın kullanımı:

Uygulamanın kullanımını detaylı takip eden marka, ortalama fırçalama süresinden, indirilme sayısına ve kaç saniye fırçalama yapıldığına kadar anlık takip edebiliyor. Ve işin en güzel yanı ise bölgeler arası farklılıkları anlık olarak görebilmesi.

IMG_9942

Türkiye’de kullanım

Dünya genelinde 2 dakika 24 saniyelik fırçalama yapılmasına karşılık daha az fırçalama süremizin olduğunu ortaya çıkaran rapor ilerleyen süreçte satış raporlarının alternatifi olarak kullanılabilecek derecede önem arz ediyor. Dün 16 yeni kullanıcının kullanmasından gidilecek noktayı düşünün.

IMG_9943

Kaynak : Oral B Bursa


implant_bursa2.jpg
30/May/2016

Çene eklemi(TME) rahatsızlıkları, toplumda her yaşta görülebilmekle beraber, daha çok genç insanları etkileyebilen hastalıklardandır. Kimi zaman uzun yıllar, klinik bir belirti vermeden, sadece bir ses olarak ortaya çıkabilse de, kimi zamanda insanları canından bezdiren ağrılarla karakterizedir.

TME (çene eklemi) rahatsızlıkları, kulak çınlamasından, baş ağrısına, basit bir eklem sesinden çenede kilitlenmeye kadar değişik belirtiler ile karakterizedir. Bunun sonucu olarak, hastalar kulak burun boğaz uzmanından, nöroloji uzmanına, çene cerrahından, fizik tedavi uzmanına kadar değişik hekimlerle iletişime geçerek dertlerine çare aralar. Ancak; multidisipliner yaklaşımlar; bir protez uzmanının oklüzyon (dişlerin kapanışı) ve dikey boyut değerlendirmesi olmadan eksik kalabilir.

Temporomandibular eklem (TME); vücutta menteşe hareketi ile birlikte, kayma hareketi yapabilen tek eklem tipidir. TME disfonksiyonlarına (çene eklemi rahatsızlıklarına) rastlanan hastalarda, çoğunlukla eklem ve çevresinde ağrı, eklemde tıkırtı sesi, kaslarda hassasiyet ve ağrı, baş ağrısı ve çene hareketlerinde kısıtlılık gibi bulgulara rastlanmaktadır. Kaslarda ki rahatsızlıklar, çene eklemini etkileyebildiği gibi, eklem ve dişe ait bozukluklar da çevre dokuları, özellikle kasları fazlasıyla etkilemektedir.

TME hastalıklarının(Çene eklem hastalıkları) tedavi seçenekleri;

  1. Okluzal Splint tedavisi
  2. Fizik tedavi
  3. Farmakolojik tedavi
  4. Psikiyatrik destek tedavisi seçeneklerinden biri veya bir kaçıdır.

Kliniğimizde; çene yüz protez uzmanımız tarafından, hastaların endikasyonlarına ve ihtiyaçlarına göre bu tedaviler yapılmaktadır.

Dr. Fuat Noyun

Çene ve Yüz Protez Uzmanı


kalp-diabet-dis.jpg
19/Nis/2016

CELL-TO-CELL COMMUNICATION – ORAL HEALTH AND SYSTEMIC HEALTH: THE INTERLINK BETWEEN PERIODONTITIS AND DIABETES
Authors: S. Jepsen, M. Sanz, B. Stadlinger, H. Terheyden
Advisory Board: I. Chapple, R. Genco, E. Lalla, S. Murakami
Supported by Sunstar Produced by Quintessence International Publishing Group| iAS interActive Systems

Kalp hastalıkları diabet ve diş eti hastalıkları arasında ki ilişkiyi gösteren bir videodur. İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN


sakız_dişsagligi.jpg
15/Nis/2016

Sakız kişiye keyif veren, ferahlatıcı bir his uyandıran kişiye mutluluk veren bir maddedir. Sakız çiğnemek ile tükürük üretimi de hızlanır. Sakız çiğnemenin dişetlerine masaj yapıcı etkisi vardır. böylece dişeti dolaşımı artar.Sigara gibi kötü alışkanlıklardan aklı uzaklaştırır ve stresli hissiyattan rahatlamaya geçirebilir, nefese ferahlık sağlar. Aynı zamanda konsantrasyon arttırır ve diş çürümesini de önleyebilir.

sakiz

Yemek yedikten sonra ağız içinde kalan atıklarla beslenen bakteriler şekeri emer ve organik asitler üretir. Organik asit yemek yedikten 5-10 dakika içinde ağızınızda ki Ph değerini diş minesi için tehlikeli seviyelere düşürebilir. Diş mineleri düşük Ph seviyesinde küçük ancak sonrasında büyüyebilen yaralar açabilir. Bununla birlikte sıralı asit saldırıları arka arkaya geldiği zaman diş çürümesi meydana gelir.

Çocuklarda severek tercih edildiği için avantajlı durumlar doğurabilir.

Birçok klinik araştırmalarında, atıştırmalardan veya yemeklerden sonra şekersiz sakız çiğnemek, Ph değerlerinin dişler için sağlıklı seviyelere geldiğini göstermiştir. Sakız çiğnemek, ağız içinde tükürük salgısını 3-4 kat arttırır. Şekersiz sakız, diş çürümelerinde bazı özellikler içerir. Tükürükte ki asit saldırıları, diş minesinin hasar görmesini sebep olur. Şekersiz sakızın formülünde; ağızda ki bakterilerle mayalanmayan ve bununla birlikte asit oluşumunu engelleyem maddeler olan sorbitol, maltitol, isomalt, mannitol ve xylitol gibi polialkoller kullanılır.

XYLITOL

sakiz2Xylitol, hem pasif, hem aktif anti-çürük etkisi gösteren ve şeker yerine de kullanılıan tek maddedir, bu madde, diş çürümelerine neden olan en önemli bakterilerden Streptococcus Mutant bakterilerinin üremesini önler.

Xylitol, birçok meyve ve sebzede bulunduğu gibi bir de  tüm poliyoller arasında en tatlı tada sahip olandır. Sakkaroza yakın bir tadı vardır, ağızda tat bırakmaz ve şeker hastaları için uygun ve güvenlidir. Xylitol, şekere göre %40 daha az kalori içerir. Dünya Sağlık Örgütü sponsorluğunda, gerçekleştirilen klinik deneyler ve araştırmalar göstermiştir ki; düzenli olarak xylitol içeren sakız tüketiminin, diş çürümesinde %70’e varan oranlarda azalmaya yol açmaktadır.

Sonuç olarak, yemeklerden ve atıştırmalardan sonra şekersiz ve özellikle xylitol içeren sakız kullanımı, diş minesindeki yaralar için tekrar mineral kazandırma sürecini hızlandırmaktadır.

Diş fırçalama olanağı bulunmayan durumlarda, şekersiz sakız çiğneme, ağız sağlığınızı korumada keyifli ve tavsiye edilen bir yoldur.


dis_cekimi.jpg
29/Nis/2015

Diş Çekimi:

Koruyucu tedavi yöntemlerine yanıt veremeyen, çürük ve enfeksiyon yani iltihap gibi nedenlerden dolayı dolgu veya kanal tedavisi uygulamalarıyla kurtarılamayan dişlerin, en son çözüm olarak ağızdan çıkartılmasıdır.

Dişlerin çekilmesi halinde dikkat edilmesi gerekenler:

Diş Çekimi Öncesi:

  • Eğer genel sağlık durumunuzda bir problem varsa; mesela kalp rahatsızlığı, şeker, yüksek tansiyon gibi kullanılan ilaçların mutlaka hekime bildirmek ve bilgilendirmek gerekmektedir.  Ayrıca hamile olan ya da hamile kalmayı planlayan kadınların da diş hekimlerini bu konuda uyarmaları ve bilgi vermeleri çok önemli bir unsurdur.
  • Diş çekiminden önce dişlerinizi fırçalamalı ve ağzınızı antiseptik yani mikrop öldürücü bir gargara ile çalkalamalısınız. Bu işlem, çekim sonrasında meydana gelebilecek iltihaplanmaları yüksek oranda azaltacaktır.

Diş Çekimi Sonrası:

  • Ağzımızı en az yarım saat süreyle çalkalamamalıyız. Ağzın çalkalanması çekimden sonra iyileşmeyi sağlayacak olan kan pıhtısının oluşumunu engeller ve çekim yarasının iyileşmesinin gecikmesine sebep olabilir.
  • Diş çekimi sonrası diş hekiminizin yerleştirdiği tamponu 15-20 dakika kadar sıkıca ısırmanız gerekir ve mutlaka normal yutkunmanızı yapınız. Tükürüğü ağızda biriktirmek ve sürekli olarak tükürmek kan pıhtısının oluşmasını engeller ve kanamanın devam etmesine sebebiyet verir.
  • Diş çekimi sonrasında sızıntı şeklinde kanamanız olabilir. Bu kanama 6-24 saat arasında bir süre devam edebilir. Kanın tükürüğünüzü boyama özelliği çok fazladır. Bu sebepten ötürü kanamanızın çok olduğunu düşünüp paniğe kapılabilirsiniz, sakin olmakta fayda var. Eğer endişelenirseniz diş hekiminize mutlaka danışmalısınız.
  • Diş çekimi sonrasında ağrı hissedebilirsiniz. Asprin dışında herhangi bir ağrı kesici kullanabilirsiniz. Uyuşukluğunuzun geçtiğini hissettiğinizde ağrı en yüksek değerine ulaşabilir. Bu normal bir durumdur. Merak edilecek bir durum değildir.
  • Dişler çene kemiğine bağlı olduğundan çekim sonrasında kemik ortaya çıkar. Bu sizin çekilen dişten parça kaldığını düşünmenize ihtimal doğurur.  Bu bölgeye dilinizi ya da herhangi başka birşeyi değdirmeyiniz. Açık kemiğin üzeri birkaç gün içerisinde diş etiniz ile örtülecektir. Çekim bölgenizde tahrişe neden olacak sıcak acılı yiyeceklerden kaçınınız. Çekim sonrasında 24 saat sigara içilmesi ve alkol alınması sağlığınızı aksi yönde tehdit ediyordur.
  •  Mümkünse çekimden sonra araç kullanmayınız. Diş çekiminden sonra başınızın altına yüksek bir yastık koyup yatarak dinleniniz. Sıcak banyo yapmanız da bu süreci daha rahat atlatmanıza yardımcı olur.
  • Ağzınızda ki uyuşukluk geçinceye kadar bir şey yememelisiniz. Farkında olmadan uyuşuk olan bölgeleri zedeleyebilirsiniz.
  • Diş çekiminden 24 saat sonra normal ağız bakım uygulamalarına devam edebilirsiniz.
  •  Yüzünüzde şişme, ağrı, 24 saati geçen kanama, ağızda kötü bir tad ve koku hissi olduğu takdirde vakit kaybetmeden diş hekiminizi aramanızda fayda olacaktır.

Dişinize cerrahi bir operasyon yapıldıysa veya çekimden sonra dikiş atıldıysa bir hafta sonrasına kontrol randevusu alınız.


dis_sikma_bursa.jpg
11/Şub/2015

 Sizde mi Diş Sıkıyorsunuz ?

Diş sıkma ve gıcırdatma, gece ve/veya gündüz oluşabilen istemsiz bir aktivitedir. Bu durum toplumda yetişkin bireylerin büyük bir çoğunluğunda gözlemlenmekte ve genellikle çeşitli olumsuz semptomlar ortaya çıkmadan farkına varılamamaktadır. Hastayı hekime getiren durumlar arasında dişlerde hassasiyet, aşınma, sallanma ve kırılma, diş sinirlerinde nekroz, çevre dokularda yaralanma, temporomandibular rahatsızlıklar, baş ağrısı ve fonksiyon bozukluğu sayılabilmektedir. Çocuklarda gözlemlenen diş sıkma ve gıcırdatma ise, normal bir süreç olarak kabul edilerek değerlendirilir.

Diş Sıkma ve Gıcırdatmanın Nedenleri

Diş sıkma ve gıcırdatmanın birçok nedeni vardır ve bu nedenler arasında; stres ve kişisel özellikler, uyku düzeni, uyku esnasındaki solunum bozuklukları, travmatik yaralanmalar, merkezi sinir sistemi rahatsızlıkları, yasadışı ilaç kullanımı, ilaç tedavileri, alkol, kafein ve sigara kullanımı gibi faktörler sayılabilmektedir.

TME, çene ekleminin ve kaslarının birlikte düzgün çalışmamasından kaynaklanan semptomları tanımlamak için kullanılan popüler bir terimdir.

TME, temporomandibular eklemin kısaltmasıdır ve çene kemiğinin kafatası ile yaptığı eklemi tarif eder. Çiğneme kaslar,çiğneme ve yutma gibi fonksyonları mümkün kılmak için, boyun ve sırt kasları ile birlikte çalışır. Tüm bu eklem ve kaslarda fonksyon bozukluğu olduğunda bir takım problemlere yol açarlar.

TME’İN GELİŞİMİ NASILDIR ?

Düzgün fonksyon gösterebilmesi için kaslarınızın ve eklemlerinizin bir arada çalışması gerekir. Bunların herhangi birindeki problem TME hastalığına yol açabilir. Örneğin; stresin yol açtığı diş gıcırdatma ve diş sıkma, çene kaslarında aşırı kasılmalara yol açar ve TME’e aşırı basınç uygular. Travma ve artrit gibi hastalıklar eklemde direkt hasara yol açarlar yada kaslarda ve ligamanlarda yırtılmaya neden olabilirler. Sonuç olarak “disk” denilen, eklem içinde yastık vazifesi gören kıkırdak yapının yer değiştirmesine neden olabilirler.

TME BULGULARI NELERDİR ?

Eklem hareketi esnasında klik sesi, çıtırtı sesi, eklem etrafında ağrı, zayıflık, eklem kilitlenmesi ya da hareket kısıtlılığı, ısırmada ve ısırma hissinde değişiklik gibi bulgular olabilir.
Eklem hareketi esnasında duyulan klik ya da çıtırtı sesi, diskin yerinden kaydığının bir belirtisidir ve eklemin içe ve dışa oynadığını gösterir. Bazen hastalar, çene eklemi ile ilgili değilmiş gibi görünen şikâyetlerden yakınırlar. Örn; sinüs tipi baş ağrıları, kulak ağrısı, baş dönmesi, boyun ve ense ağrısı. Genellikle bu semptomlara neden olan şey, uyku esnasında kişinin istemsiz olarak dişlerini sıkması ya da gıcırdatmasıdır.

TME NASIL TEDAVİ EDİLİR?

Öncelikli hedefler kas spazmını ve eklem ağrısını ortadan kaldırmaktır. Bunun için ağrı kesiciler ve kas gevşetici ilaçlar kullanılır. Eklem içine steroidli ilaçlar enjekte edilerek ağrı ve enflamasyon azaltılabilir. Kendi kendine tedavi de çok etkilidir ve şunları kapsar;

  • çene istirahati
  • yemek yemediğiniz zamanlarda çenenizi açık tutmak
  • yumuşak besinler yemek
  • buz ve sıcak uygulaması
  • çene egzersizi
  • pozisyon egzersizi

“Splint” denilen ısırma plağı uygulamasının yanında bazen stresle baş etme teknikleri (biyofeedback, psikiyatrik terapi, vs.) uygulanabilir. Isırma plağı, gece ateli, alt ve üst dişlerinize takılarak dişlerinizin ve çenenizin açık kalmasını sağlar ve böylece çiğneme kaslarının gevşemesini sağlar. Bunun sonucunda ağrınız azalır.

Çok değişik atel çeşitleri vardır. Gece ateli, diş sıkma ve diş gıcırdatma alışkanlığınızı durdurmaya yardımcı olarak kas spazmını engeller, eklem yüzeyini ve diski korumaya yardımcı olur.

Öne yerleşimli aparat, çenenizi öne doğru çekerek ısırma kaslarını gevşetir ve diskin doğru pozisyona gelmesine yardımcı olur. Bu aparatı bazı durumlarda 24 saat kullanmak gerekebilir.


dentist_checkup.png
08/Kas/2014

checkup3Bu ay sizlere dişlerimiz için check up neden yaptırmalıyız, erken tanının kişilere faydası ve tedavi kolaylıklarından bahsetmek istiyorum.

Sağlıklı bir bireyde, sağlığın korunması, hastalık risklerinin ortaya çıkarılması adına sağlık taraması uygulamak çok önemlidir. Modern Tıp’ta amaç; hastalık ortaya çıkmadan önce gerekli önlemleri almak ve dolayısıyla kişinin sağlıklı kalmasını sağlamaktır.

Chek-up nedir ?

Dilimize yerleşmiş bu terim, kişisel sağlık taraması manasına gelmektedir. Check-up’ın belli dönemlerde yaptırılması, hastalıkların erken tanı ve dolayısıyla tedavisinde kolaylık sağladığını söyleyebilirm. Yıllık check-uplar kişinin hiçbir şikayetinin olmaması halinde bile hastalıkların erken dönemde yakalanmasına ve şikayet boyutuna gelmeden tedavinin erken başlayarak tam bir iyileşme sağlamada çok başarılı sonuçlara sebep olur. Ve sağlıklı durum kişi için devam eder.

Sağlığınız değerlidir… Onu yaşamın akışında şansa bırakmayın…

Periyodik kontroller çok önemlidir. Çünkü; bazen kişi hastalığının farkına varamayabilir ve hiçbir şikayeti yoktur. Ama hastalıklarımızı bilmemek, bunun olmadığı anlamına asla gelmez ve bu gerçeği ne yazık ki değiştiremez. Kontrol sırasında doktorunuz sağlık geçmişini tanımlayabilir ve bu da geleceğimizde ki sağlığın göstergesi olabilir.

Yıllık check-up’ların mümkünse aynı doktor veya doktorlar tarafından gerçekleştirilmesi daha faydalıdır. Bu sayede doktorunuz geçmiş muayenelere göre sizi değerlendirebilir ve güncel durumunuzla sağlığınızı kıyaslayabilir. Genel sağlık kontrolü ailesel risk faktörüne göre önerilen uygulama tekrar süresi değişebilir. Ama bunun dışında kişini genel anlamda yılda iki defa diş hekimine görünmesi yeterli olacaktır.

 İş işten geçmeden…

Dişlere düzenli chek-up yapılması neden önemlidir?

Oluşabilecek diş çürükleri erken saffada tedavi edilir ve basit dolgularla dişleriniz uzun yıllar sağlıklı kullanılır. Diş eti hastalıkları erken saffada teşhis edilir, böylelikle çene kemeğinin erimesi ile karakterize olan diş eti hastalığı çok erken bir saffada tedavi edilerek dişlerinizin yaşam boyu ağızda kalması sağlanır.


agiz_kalp.jpg
08/Kas/2014

Araştırmacılar, yıllardır ağız sağlığının kalp hastalıkları üzerinde ki etkileri için çalışmalar yapmaktadır. Dişler üzerinde yapılan işlemler sırasında kana karışan ağızda ki bakterilerin, mitral kapak hastalığı ve kalp hastalığı olan kişilerde ciddi enfeksiyon riskine sahip olduğu bilinmektedir.

Kalp sağlığı göz önünde bulundurulduğunda, sağlıklı ağız ,hastalıklı ağız ve dişler ile ilgili yapılan bir takım çalışmalar , dişeti hastalıkları ile kalp hastalıkları arasında ki ilişkiyi ortaya koymuştur. Diş eti iltihabı, diş kaybı ve diğer ağız ve diş hastalıkları, koroner arter rahatsızlıkları, karotid arter de incelme ve diğer tip kalp hastalıklarının artmasında ciddi risk faktörü oluştururlar.

Pek çok  çalışmanın, dişeti hastalığı ile kalp hastalıkları arasında ki ilişkide vardıkları netice aşağıda belirtildiği gibidir….

*Diş eti hastalıkların tedavi edilmesiyle, ateroskleroz ve damar sertliğinde geri dönüşler gözlenmiştir.

*Diş eti hastalıkları nedeniyle bakterilere maruz kalan insanlarda,  görülme riskinde artış gözlemiştir.

Araştırmacılar, genel sağlık verilerini analiz ederek, kalp hastalıkları ile ağız diş sağlığı arasında ki ilişkiyi ortaya çıkarmıştır.

Dişeti hastalığı, kalp hastalığına mı sebep olur? Yoksa dişeti hastalığı ve buna bağlı diş kayıpları, insanların dişsizlik nedeniyle beslenme alışkanlıklarını mı değiştiriyor?

Bu sorulardan çıkarılacak tek gerçek vücutta etkilenen bir sistemin diğerini de etkilediğidir.

Ağız ve diş sağlığını koruyarak, kalbi korumanın beş yolu…

  • Sigarayı bırakın, sigarayı bırakmak sizi kalp damar hastalıklarından olduğu kadar dişeti problemlerinden ve diş taşı sıkıntısından korur. Ayrıca sigara ağız kanserine yol açabilir.
  • Diş aralarınızı her gün bir kez diş ipi ile temizleyerek sağlıklı dişetlerine sahip olabilirsiniz. Düzenli fırçalama ve diş ipi kulannımı ile dişeti iltihabının önüne geçebilirsiniz.
  • Florlu diş macunlarıyla her gün bir kere dişlerinizi fırçalayın. Bunun yanında her 3-4 ayda bir diş fırçanızı yenileyin.
  • Yılda iki kez diş hekimine giderek genel ağız muayenesi ve diş taşı temizliğini ihmal etmemeliyiz. Hekimin yapacağı temizlik, hastanın fırça ile temizleyemeyeceği diş taşlarını temizleyerek, hastayı diş eti hastalıklarından korur.
  • Akut eklem romatizması geçiren hastalar, yapay kalp kapakçığı taşıyan hastalar ve ya kalbinden operasyon geçirmiş hastalar, riskli hasta gurupları olduğundan ağızda yapılacak işlemler öncesi hastanın antibiyotik koruması altında olması lazımdır. Hekimin hastaya verdiği ilaçları düzenli kullanmak gerekmektedir. Hastanın kendisini iyi hissetmesiyle ilaç kulanımını bırakması çok tehlikelidir.

ORAL HEALTH and GENERAL HEALTH – Videoyu izlemek için tıklayınız.


08/Kas/2014

Bu ay sizlere her kadının en şanslı ve kendini özel hissettiği menopoz döneminde ki ağız ve diş sağlığı ile ilişiğinden bahsetmek istedim. Bu dönemde; ağızımızın içinde bazı değişiklikler yaşanabilir. Bilinçli ve kontrollü yaşarsak, bu süreci de en kaliteli şekilde atlatabiliriz.

Hamilelik, puberte, menopoz, mensturasyon gibi hormonal değişikliklerin yoğun olduğu dönemlerde ağız hijyeninize ayrıca özen göstermeniz gerekmektedir. Diş etleriniz bu dönemlerde daha hassas olur. Diş eti hastalığına yatkınlık artar. Menopoz bir  kadının hayatının doğal evrelerinden biridir ve adet kanamalarının durması olarak da açıklanabilen menopoz kadınlarda bir dizi metabolotik değişiklerle sonuçlanır.

Bu değişimlerden başlıcaları ; aşırı terleme, sıcak basması, uykusuzluk, sinirlilik, ciltte gerginlik, saç dökülmesi, osteoporoz (kemik erimesi) ve kalp rahatsızlıklarında artış riski olarak sıralanabilir. Bu dönemde ağız kavitemiz ve dişeti dokumuzda da pek çok değişimler ve problemler ortaya çıkabilmektedir.

Menopoz döneminde ağızda yanma hissi, tat değişiklikleri, tükürük akışında azalma ve buna bağlı ağız kuruluğu, sıcak ve soğuk yiyeceklerde hassasiyet artışı en sık görülen değişimlerdir. Bu dönemde  osteoporoz yani kemik erimesinin, çene kemiğini de etkilemesi sonucu çene kemiği ve dişleri çevreleyen kemik dokusunda erime ve kayıplar ortaya çıkar

Menopoz öncesi ortaya çıkan ve ağız bölgesinin de bağışıklık sistemini etkileyen premenopozal (menopoz öncesi) döneme diş ve dişeti rahatsızlıkları ile girmek bağışıklık sistemi zayıfladığı, tükürük akışının azalıp tükürüğün mekanik temizleme özelliği de azaldığı için, dişeti enfeksiyonu ve dişlerde çürük riskini artırır,ve zaten var olan   problemlerin de hızlı ilerlemesine neden olur.

Bu durumlardan en az etkilenmek için  menopoz öncesinde mutlaka diş ve dişeti tedavileri yaptırılmalı düzenli diş hekimi kontrolü ile ağız sağlığının devamı sağlanmalıdır.

Menopoz döneminde kadın hastalıkları uzmanın uyguladığı hormon yerine koyma tedavileri tüm vücuttaki ve ağız içindeki şikâyetlerin azaltılmasında ve giderilmesinde önemli rol oynar.  Tükürük akışının azalması ve buna bağlı olarak ortaya çıkan ağız kuruluğunun tedavisi için tükürük akışını artırıcı ilaçlar ya da yapay tükürük preparatları hekim tarafından önerilebilir. Tükürük akışını uyaran gıdaları fazlaca tüketmek ve bol su içmek de fayda sağlayacaktır. Hormonal değişimler sonucu B vitamini eksikliği ve vücut direnci düşüklüğüne balı olarak bu dönemde ağız yaralarında (aftlar) artış görülebilir. Bu durumda gerekli tetkikler yapılıp vitamin ya da çinko eksikliği mevcut ise takviye edilmelidir.

Unutulmamalıdır ki  menopoz döneminde  genel sağlık etkilendiği gibi   ağız ve diş sağlığı da büyük ölçüde etkilenmektedir. Bu dönemde  görülebilecek sorunları  minumun düzeyde tutmak ve rahat bir şekilde atlatmak için diş hekimine yapılacak düzenli ziyaretler önemli rol oynamaktadır.

Dr. Dt. Deniz Noyun








DENTPLUS GEÇİT


Ahmet Yesevi Mah. Piknik Cad.
        Hasat Sk. Üründül Plaza K:1 Kapı No : 2
        No: 11 – 12 Nilüfer / BURSA


info@dentplus.com.tr

(0224) 404 00 87