DENTPLUS

BLOG



sigaraveagizsagligi.png
07/Mar/2016

Sigara ve yaşam

Sigara kullanımı eskisi kadar popüler olmasa da, günümüzde halen pek çok kişi bu alışkanlıktan dolayı pek çok hastalığa sebep olan sigara ile mücadele etmektedir.  Her bir sigarada vücut için zehirli, kanser yapıcı ya da kanserin oluşmasını kolaylaştırıcı 7000’den fazla kimyasal madde bulunmaktadır. İnsanları sigaraya bağımlı hale getiren madde ise NİKOTİN’dir. Bağımlılık yapıcı etkisi yanında nikotin, kalp atışlarını hızlandırır, tansiyonu yükseltir ve kanın pıhtılaşma riskini arttırır.

Sigara ve tütün kullanımı sağlığımızı direk etkilediği gibi, endirek yollaradan da etkilemektedir.Örneğin; uzun dönem sigara kullanımı akciğer kanserine bağlı ölümlerin %90’ının nedenidir. Aynı zamanda sigara içenlerde kalp krizi geçirme riski 10 kat artmaktadır. Kan dolaşımı ve damarlar üzerine olumsuz etkilerden dolayı felç riski artar. Sigara içen kadınlarda düşük yapma, erken doğum, düşük doğum tartılı bebek doğumu, kısırlık ve doğum kontrol hapı kullanılması durumunda kalp krizi geçirme riski yüksektir.

Sigara içenlerde ağız, dil, gırtlak, yemek borusu, pankreas, mesane, böbrek, prostat ve rahim ağzı kanser riski 30 kat artmıştır.

 SİGARA VE BAĞIMLILIK

Sigara kullanımı neden bağımlılık yapar? Sorusunun cevabı Nikotin dir.

Sigara içilmesini izleyen 10 saniye içinde yanaktan emilen nikotin, beyne ulaşır ve kısa bir sürede nikotin bağımlılığı oluşur. Artık vücudunuzun bu maddeye gereksinimi olmasa da sürekli almak ister.

Nikotin psikolojik ve fiziksel bağımlılık yapar. Sigara içilmeyip nikotin miktarı azaldığında vücut bunun yoksunluğunu hisseder. Bu döngü bağımlılığı besler.

 PASİF İÇİCİLİK

Sigara dumanı sadece içicileri değil, etrafında ki insanları da etkiler.

Pasif sigara içiciliği tütün ürünlerinin yanmasından oluşan duman ile sigara içen kişinin dışarı üflediği duman karışımının solunması olarak tanımlanmaktadır. Sigaradan süzülmeyip doğrudan havayla karıştığı için daha fazla zehirli madde içeren duman (sigara içen kişinin soluduğu dumandan 4 kat daha fazla toksiktir) pasif içiciler ve sigara içenlerde solunum hastalıkları, akciğer kanseri, kalp damar hastalıkları riskini arttırmaktadır..

SİGARA VE AĞIZ SAĞLIĞI

Sigara içeriği 4000 den fazla maddeden oluşan bir komplex bir karışıma sahiptir. Sigaranın diş eti dokuları üzerinde ki etkisinin  biyolojik mekanizması henüz tam aydınlatılmamış olmasına rağmen diş eti dokuları üzerine zararlı etkileri ağız içerisinde ki flora ve kişinin savunma mekanizması etkisi üzerinden gerçekleştiği fikri üzerinde durulmaktadır.

Risk faktörü olarak sigara…

Son yıllarda, kazanılmış risk fktörleri arasında önemli bir yeri olan sigara kullanımı ve diş eti dokuları arasında ki ilişki araştırılmış ve şiddetli diş eti hastalığa sahip kişilerin çoğunluğunun  aynı zamanda sigara kullanan kişiler olduğu saptanmıştır. Bununla beraber sigara kullanan kişilerde diş eti hastalığın hızlı ilerlediği ve buna diş kaybının da fazla olduğu sıklıkla belirtilen bulgulardan biridir.

Sigara ile diş eti ve implant tedavisi sonrası meydana gelen iyileşme yanıtını inceleme yapılmış ve çalışmaların büyük bir çoğunluğu sigaranın negatif etkisi olduğu bildirilmiştir.

Sigara ve diş çürükleri;

Tütün, diş iliğinde iltihaba neden olan belirli bakteri türlerinin çoğalmasına yol açar. Şeker ve çikolata gibi tatlı besinlerin çocuklarda dişlere verdiği zararın benzerini sigaranın yetişkinlerde yol açmaktadır, sigaranın diş etlerine yeterince kan gitmesini engelleyerek diş sağlığını bozduğu açıktır.


lazerlervedis.jpg
12/Ağu/2014

 

Lazerler, 1960 yılından beri genel tıp ve diş hekimliği alanlarında kullanılmaktadır.  Başlangıçta Dişhekimliği alanında sadece yumuşak doku ve diş beyazlatma işlemlerinde kullanılan lazer enerjisi, günümüzde hızla gelişen teknoloji ve bilimsel araştırmalar sonucunda Dişhekimliğinin pek çok alanında kullanılır hale gelmiştir..

Diş Hekimliğinde kullanılan lazerlerin uygulama alanları;

  • Diş çürüklerinin temizlenmesi,
  • Diş dolguları,
  • Kanal tedavileri,
  • Diş beyazlatma
  • Dişeti Tedavileri
  • Dişetinde ve çene kemiğinde her türlü cerrahi işlemler,
  • Estetik diş tedavileri,
  • Dişetinin şekillendirilmesi,
  • Koyu renkli diş etlerinin renginin açılması,
  • Hassas dişlerin hassasiyetinin giderilmesi,
  • Aft ve uçuk tedavileridir.
  • İmplantların üstlerinin açılması
  •  Ayrıca, implant uygulamalarında lazer teknolojisi ile cerrahi işlem aşamaları basitleşmekte ve tedavi genelinde zaman kazanılmaktadır.

Lazer hakkında merak edilen sorular

Lazerler dişlere nasıl Temas etmektedir?

Yeni kuşak diş lazeri ile dişe ve diğer dokulara temas etmeden çalışmak mümkündür. Bu şekilde sürtünme, ısı ve titreşim olmadığından anestezi ihtiyacı büyük ölçüde azalmaktadır. Lazer ışını, cihazın ucundan çıkan suyla birleşerek (hidrokinetik enerji) dokuya iletilir.

 Lazerler ile yapılan tedavide kanama oluyormu?

Lazer ile yapılan cerrahi işlemlerde işlem sırasında hemen hemen hiç kanama olmamaktadır. Her cerrahi işlem sonrasında ortaya çıkabilecek şişme, komplikasyon ve rahatsızlık ihtimalleri azalmakta ve daha hızlı iyileşme sağlanabilmektedir.

İmplant uygulamalarında, üst yapının (sabit diş) yapılabilmesi için gerekli olan cerrahi işlem (dişetinin açılarak implantın ortaya çıkarılması) lazer kullanılarak basitleştirilmekte ve zaman kazanılabilmektedir.

Lazerler ile diş beyazlatma işlemi nasıl olmaktadır?

Diş beyazlatmada lazer kullanılarak işlem süresi kısaltılmaktadır.

Aftlar ve ağız yaraları lazerler ile tedavi edilebilir mi?

 Aftlar ve uçuklar yeni diş lazeri ile iyileştirilebilmektedir. Ağız içinde oluşan fibromalar (dokulardaki zararsız patalojik büyümeler) lazer ile ortadan kaldırılabilir.

Dişetlerinde genetik olarak hiperpigmentasyon (aşırı derecede mor renklenme) bulunan hastalarda 3 veya 4 seans boyunca lazer ile peeling yapılarak, bu sorun ortadan kaldırılabilmektedir.

Bunların dışında,

Estetik diş hekimliği uygulamalarından porselen lamineler, empress kuronlar ve zirkonium kuronlar yapıştırılmadan önce diş yüzeyine lazerle aşındırma yapılabilmekte ve bu işlem kronların düşme riskini azaltmaktadır.

 Lazer kullanılan bölgelerde yüzde 100 dezenfeksiyon ve sterilizasyon sağlandığı için tekrar enfeksiyon oluşması ve çürük başlaması riskleri ortadan kalkmaktadır.

Lazer uygulamaları ile halk arasında lazerli dolgu diye bilinen ve bir ışık kaynağı ile sertleştirilen kompozit dolgu uygulamalarını birbirine karıştırmamak gerekir. Kompozit dolguların sertleşmesini sağlayan ışık kaynağı lazer enerjisi değildir.


estetik_diş_bursa.jpg
28/Şub/2014

Diş ve diş eti estetiği; günümüzde yüz estetiğinin önemli öğelerinden biri olmuştur. Daha güzel bir gülüşe ve daha beyaz dişlere sahip olma isteği kişilerin gün be gün daha fazla ilgisini çekmekte ve bu sebeple diş hekimliğine başvuran hasta sayısı artmaktadır. Diş hekimliğinde; estetik uygulamalar, farklılıklar göstermektedir. Beyazlatma işlemi bu uygulamalar içerisinde en popüleridir.

Dişlerin formu yüzey şekli, dizilimi kadar renkleri de estetik bir gülüşün ana öğelerinden biridir. Şekil ve form bozukluğu olmayan ama kişiyi rengi ile rahatsız eden dişlerde estetik amaçlı dişlerin beyazlatılması yeni bir tedavi konsepti olmamakla beraber son yıllarda teknolojide ki gelişmeler ve gelişen tedavi teknikleriyle sık kullanılan ve aranılan bir tedavi haline gelmiştir.

 DİŞ RENKLEŞMESİ NASIL OLUR?

Diş renkleşmeleri; iç kaynaklı ve dış kaynaklı renkleşmeler olarak sınıflandırılır. İç kaynaklı renkleşmeler sistemik ilaç alımı, sistemik hastalıklar, dişin nekrozu(sinirinin ölmesi), dişin sinirinde kanama, kanal tedavisi sonrası dolgu maddelerinin sebep olduğu ve yaşlanma gibi lokal faktörler ile oluşan renkleşmelerdir.

Dış kaynaklı renkleşmelere ise günlük yaşamda kullanılan içecekler( kahve, çay), sigara ve içinde ki bileşikler, boyalı gıdalar sebep olabilir.

BEYAZLATMA YÖNTEMLERİ

Beyazlatma yöntemleri üç ana sınıfa ayrılır.

Bir; diş hekimi kontrolünde evde hastanın kendisinin uyguladığı beyazlatma. (home bleaching, night guard bleaching).

İki; diş hekiminin muayenehane şartlarında uyguladığı beyazlatma.

Ve son olarak ta çok tavsiye edilen bir yöntem olmamakla beraber; hastanın piyasadan satın aldığı macun ve beyazlatma kalemleri ile kendisinin uyguladığı beyazlatmadır.

Diş hekimi kontrolünde ve muayenehane şartlarında yapılan beyazlatma; hızlı bir beyazlatma etkisi yaratır. Hasta kontrolünde olan uygulamalar ise; daha uzun zaman içerisinde ve kontrollü olarak ortaya çıkarlar. Buradaki fark kullanılan materyallerin konsantrasyonlarının değişik olması ve muayenehane şartlarında yapılan beyazlatmada işlemi hızlandıracak lazer ve halojen ışın kaynakları gibi yardımcı ekipmanlar kullanılarak, beyazlatma etkisinin hızlı ortaya çıkması sağlanmasıdır.

Estetik Diş Bursa


diş_eti_hastalıkları2.jpg
07/Kas/2013

Diş Eti Hastalıkları 1

dis_eti_hastaliklariBu ay blog yazımızı yine  diş eti hastalıkları ve çekilmesi üzerine yazmayı seçtim. Diş eti hastalıkları günümüzde sıkça karşımıza çıkan bir problemdir ve aslında yine bu hastalığın oluşmaması için çözümü genetik etkenlerin yanı sıra, kişinin kendisiyle de alakalıdır.

Diş Hassasiyeti Dentinin Açığa Çıkması Sonucu Oluşur.Diş hassasiyetine, diş minesinin altında bulunan ve “dentin” olarak adlandırılan dişin yumuşak kısmının aşamalı olarak açığa çıkması yol açar.Dentinde, sinir uçları içeren ve sıvı ile dolu küçük kanallar (tübüller) bulunur. Sıcak, soğuk veya tatlı, ekşi yiyecek veya içeceklerin tüketilmesi bu sıvının harekete geçmesine yol açar. Bu sıvı hareketi, sinir uçlarının reaksiyon göstermesine neden olarak ani bir rahatsızlığı veya kısa süreli ve keskin bir sızıyı tetikler.

Hassas dişlere yol açabilen en yaygın diş sorunlarından bazıları şunlardır:

Çok sık, çok şiddetli ve bastırarak veya sert kıl yapısına sahip bir diş fırçasıyla dişleri fırçalama gibi ağız bakım alışkanlıkları, sonuç olarak diş minesini aşındırabilir. Bu, ayrıca diş etinin geri çekilmesine yol açarak dentinin daha çok açılmasına ve korunmasız kalmasına neden olabilir.

Diş eti dokusu iltihaplandığında ve gingivitle (diş eti hastalığı) güçsüzleştiğinde, diş etiniz hassas hale gelebilir ve bunun sonucu, alttaki dentin kök yüzeyinin daha fazla kısmı korunmasız kaldığından diş hassasiyeti hissedebilirsiniz.

Uyurken dişlerinizi gıcırdatıyorsanız veya gün boyunca dişlerinizi sıkıyorsanız, mineyi aşındırıyor ve dişinizin altıntaki dentin tabakasını korunmasız bırakıyor olabilirsiniz.

Parafonksiyonel hareketler; kalem ısırma, diş sıkma, tırnak yemek gibi normal dışı hareketlerle diş eti çekilmesini tetikleyebilirler.

Anatomik faktörler de çelikmelerde etkilidir. Örneğin; diş eti dokusunda baskılara karşı koyan, yapışık diş eti mikrarının azlığı veya yanak ve dudakta ki frenumların uzunluğu da diş eti dokusunda çekilmelere yol açmaktadır.

Bunun dışında periodontal hastalık neticesinde oluşan diş eti çekilmeleri vardır.

 

Kötü yapılmış kuron köprü ve dolgular baskı yaratıp, plak birikim miktarını arttıracağı için uzun dönemde diş etinin çekilmesine sebep olabilir.

Diş eti çekilmelerinde ki tedavi protokolü, çekilme sebebine göre farklılık göstermektedir. Örneğin, anatomik faktörlerle ilgili bir diş eti çekilmesi bu faktörün elimine edilmesiyle engellenebilirken, periodontal hastalığa bağlı diş eti çekilmesini tedavi etmek mümkün olmamaktadır.

Diş eti çekilmeleri sebebiyle oluşan dentin hassasiyeti, dentinde ki tübünlerin tıkanması ile tedavi edilmelidir. Tübüller özel diş macunları, çeşitli vernikler veya lazer uygulamaları şeklinde ki yöntemlerle tıkanıp hassasiyet elimine edilebilir. Ancak bu yöntem ile sadece hassasiyet giderilmesi engellenmekte, diş eti çekilmesinin kapatılması mümkün olmamaktadır. Diş eti çekilmesi kapatılması hedeflendiğinde tedavi mutlaka sebebi elimine edecek şekilde cerrahi yöntem ile olmaktadır. Bu da diş eti dokusunun altında çeşitli biomateryaller koyma veya mevcut diş eti dokusunun eksik olan yere kaydırılması gibi yöntemlerle olmaktadır. Bu noktada mutlaka bir periodontalogdan yardım alınmalıdır.








DENTPLUS GEÇİT


Ahmet Yesevi Mah. Piknik Cad.
        Hasat Sk. Üründül Plaza K:1 Kapı No : 2
        No: 11 – 12 Nilüfer / BURSA


info@dentplus.com.tr

(0224) 404 00 87